Standart Belirleme ve Gözetim Fonksiyonlarının Ayrılması
Yazar: Eser Sevinç
Tarih: 10.12.2025
Bağımsız Denetimde Kurumsal Ayrışma İhtiyacı: Standart Belirleme ve Gözetim Fonksiyonlarının Ayrılması Üzerine Bir Değerlendirme
Türkiye’de bağımsız denetim sistemi, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) çatısı altında şekillenen güçlü bir düzenleme altyapısına sahip. Mevzuatın oluşturulması, bağımsız denetçilerin yetkilendirilmesi, kalite güvence incelemeleri, etik gözetim ve ülke genelindeki tüm denetim faaliyetlerinin izlenmesi bugün tek bir kurum tarafından yürütülmektedir.
Bu yapı, kuruluş aşamasında sade ve merkezî bir düzenleme modeli olarak tercih edilmiş olsa da, yıllar içinde “aşırı merkezileşme”, “kurumsal yük birikimi”, “fonksiyonel bağımsızlık eksikliği” ve “çıkar çatışması riski” gibi eleştirilerin hedefi olmuştur. Akademik literatürde ağırlık kazanan görüşlerden biri, denetim standartlarını belirleme fonksiyonu ile gözetim/kalite kontrol fonksiyonlarının kurumsal olarak ayrılması gerektiği yönündedir.
Bu yazıda, söz konusu önerinin gerekçeleri, dünyadaki karşılıkları ve Türkiye uygulamasına olası katkıları değerlendirilmektedir.
1. Neden Ayrışma? Kurumsal Roller Çatışıyor mu?
Bağımsız denetim ekosistemi üç temel bileşenden oluşur:
- Standart Belirleme (Regülasyon):
Denetim standartlarının, etik ilkelerin, raporlama kurallarının belirlenmesi. - Gözetim ve Denetçi Yetkilendirme (Oversight):
Denetçilerin ve denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesi, sicilin yönetilmesi. - Kalite Güvence ve Disiplin (Inspection & Enforcement):
Yapılan denetimlerin kalite incelemeleri, disiplin süreçleri, yaptırımlar.
Bu üç fonksiyonun aynı kurumda toplanması, pratikte şu sorunlara yol açabilir:
- Fonksiyonel bağımsızlığın zayıflaması:
Bir kurum hem standart koyucu hem de uygulamanın denetçisi olduğunda, kendi oluşturduğu standartlara karşı objektif denetim yapmada güçlük yaşayabilir. - Çıkar çatışması riski:
Kural koyucu, kendi belirlediği kuralların uygulanmasını denetlerken esneklik gösterebilir veya kendisini eleştirecek bir yapıdan yoksundur. - Aşırı iş yükü ve uzmanlık dağılması:
Şemsiye kurum hem politika üretir, hem denetçileri sınar, hem kalite incelemesi yapar, hem de disiplin süreçlerini yürütür. Bu, kurumun uzmanlaşma kapasitesini zorlayabilir. - Gözetim etkinliğinin azalması:
Kalite kontrol fonksiyonu, bağımsız bir gözetim kurumu tarafından yürütülmediğinde uluslararası güvenilirlik düşebilir.
Dolayısıyla, kurumsal görev ayrışması, denetim kalitesini artıracak yapısal bir reform olarak görülmektedir.
2. Uluslararası Uygulamalar: Ayrışma Yaygın Bir Model
Birçok ülkede standart belirleme ile kamu gözetimi farklı kurumlar tarafından yürütülmektedir:
- ABD:
Denetim standartları geniş ölçüde FASB ve AICPA tarafından belirlenirken, gözetim ve kalite incelemesi PCAOB tarafından yürütülür. - AB Ülkeleri:
IFRS/ISA gibi standartlar uluslararası otoritelerce belirlenir; kamu gözetimi ise bağımsız ulusal otoritelerin sorumluluğundadır. - İngiltere:
Standartları IAASB belirler, gözetimi ise bağımsız FRC yürütür. - Küresel eğilim:
Standard-setting tek bir kurumda merkezileştirilirken, oversight fonksiyonunun bağımsız bir makam tarafından yapılması artık kural haline gelmiştir.
Bu örnekler, Türkiye’de de benzer bir ayrışmanın sistemin güvenilirliğini artırabileceği görüşünü desteklemektedir.
3. Türkiye İçin “Ayrışma Modeli” Ne Sağlar?
a) Gözetim Bağımsızlığının Güçlenmesi
Gözetim fonksiyonunun ayrı bir kuruma devredilmesi, kalite güvence incelemelerinin daha tarafsız ve daha sert yapılmasını sağlar. Bu, uluslararası yatırımcıların da önem verdiği bir kriterdir.
b) Standard Belirlemede Odaklanma ve Uzmanlık
KGK gibi bir kurum, yalnızca standart belirleme, politika geliştirme, uluslararası uyum ve eğitim konularına odaklandığında çok daha güçlü bir regülasyon kapasitesi ortaya çıkar.
c) Etkili Kalite İnceleme ve Disiplin Süreçleri
Kalite kontrolü yapan kurum, denetçi veya denetim kuruluşlarıyla doğrudan ilişkili olmayan, teknik bağımsızlığa sahip bir yapıda olursa daha şeffaf ve etkili incelemeler yapılabilir.
d) Çıkar Çatışmasının Önlenmesi
Kural koyucu ile kural uygulayıcı arasında organik bağ kalmadığında, sistem kendini daha fazla sorgular; bu da denetimin güvenilirliğini artırır.
e) Denetim Kalitesinde Artış
Kurumsal ayrışma, uluslararası gözetim standartlarına uyumu artırarak Türkiye’de denetim kalitesinin yükselmesini sağlayabilir.
4. Önerilen Model: Üç Ayaklı Kurumsal Yapı
Akademik literatürün önerdiği revizyon şu üçlü yapı üzerine kurulu olabilir:
1. Standart Belirleme Kurulu (Tek Regülatör)
- Muhasebe ve denetim standartlarını belirler.
- Uluslararası standart uyumunu sağlar.
- Etik ilkeleri ve raporlama çerçevesini oluşturur.
- Sektörel teknik rehberlik yapar.
2. Bağımsız Gözetim ve Yetkilendirme Kurumu
- Denetçi/denetim kuruluşu yetkilendirmesi.
- Sürekli izleme.
- Uyum denetimleri.
3. Kalite Güvence ve Disiplin Kurulu
- Kalite kontrol incelemeleri yapar.
- Disiplin süreçlerini yürütür.
- Şeffaf raporlama yapar.
Bu yapının temel mantığı; standart koyucu, denetim otoritesi ve kalite kontrol mekanizmalarının birbirinden kurumsal olarak ayrılmasıdır.
5. Sonuç: Denetim Ekosisteminin Güçlendirilmesi İçin Stratejik Bir Adım
Türkiye’de bağımsız denetim sistemi son yıllarda önemli mesafe kat etmiş olsa da, kurumsal fonksiyonların tek elde toplanması uzun vadede sürdürülebilir değildir.
Standart belirleme ile gözetim/kalite kontrol fonksiyonlarının ayrıştırılması;
- kurumsal bağımsızlığı güçlendirir,
- denetim kalitesini artırır,
- uluslararası uyumu güçlendirir,
- yargı ve disiplin süreçlerinde objektifliği yükseltir,
- yatırımcı güvenini artırır.
Bu nedenle, “kurumsal ayrışma” önerisi yalnızca teorik bir akademik tartışma değil, aynı zamanda Türkiye’de denetim ekosisteminin geleceğini doğrudan etkileyebilecek yapısal bir iyileştirme senaryosu olarak görülmelidir.
Geri DönYazımız hakkında görüş ve önerileriniz için esersevinc@gmail.com adresine eposta gönderebilirsiniz.